ANEMON

Birçok çiçeğin özellikle Yunan mitolojisindeki ilginç hikayelerini biliyordum ama anemonun hikayesini ve çiçek dilindeki anlamını bu yazıyı hazırlarken öğrendim. Nedense daha önce hiç bakmamışım. Anemonun hikayesini okuyup, anlamını öğrenince biraz ürperdim açıkçası çünkü nedense anemon ve özellikle en sevdiğim rengi olan mor anemon bunları hiç bilmeden bana hep hüznü hatırlatırdı. Tevafuk diyelim…

Yunan mitolojisinin aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, oldukça hüzünlü bir geçmişi olan ve en güzel ölümlü diye bilinen Adonis’i görür görmez aşık olur. Ancak yer altı tanrıçası Persephones de Adonis’e aşık. Kıskançlık krizine giren Persephones, Afrodit’i deliler gibi seven Ares’e, Afrodit’in Adonis’e olan aşkından bahseder. Çılgına dönen Ares de Adonis’i avlanırken öldürür. Adonis’ten akan kanın döküldüğü yerde ise anemonlar biter. Adonis’in yanına koşan Afrodit’in ayağına dikenler batar ve ayağından akan kanlar tanrıçanın sembolü olan beyaz gülü kırmızıya boyar. Hatta kırmızı gülün aşkı simgelemesi de bu hikayeye bağlanır.

Düğünçiçeğigiller familyasından olan anemonun mor, beyaz, pembe ve kırmızı renkleri var. Kışın sonunda çıkan çiçekler baharın habercisi sayılıyor. Anavatanı Akdeniz çevresindeki ülkeler olan anemon (dağ lalesi) İsrail’in de sembol çiçeğiymiş. Manisa’nın muhteşem bir doğaya sahip milli park statüsündeki Spil Dağı ise baharda rengarenk anemonlarla doluyor.

Koruyucu görevindeki çanak yaprakları olmayan anemon, gece soğuğundan taç yapraklarını kapatarak korunuyor. Sapları içi boş boru biçiminde olduğundan çiçek tablası ağırlaştıkça hafif eğilebiliyor ama kolay kırılmıyor.

Çiçek dilinde bitmiş bir aşkı ama aynı zamanda akşam kapanıp sabah tekrar açmasından dolayı da olması beklenen şey için umudu temsil ediyor. Benim içinse anemon; narin görünümlü ancak üzerlerindeki yük arttıkça yılmadan mücadele eden ve kendi başına ayakta kalmayı başaran güçlü kadınlara benziyor.